Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik) Nedeniyle Boşanma Davası Nedir?
Medeni Kanununda boşanma sebepleri belirtilmiştir. Bu sebepler; Özel Boşanma Sebepleri ve Genel Boşanma Sebepleri olarak ikiye ayrılmaktadır.
Özel Boşanma Sebepleri şunlardır;
- Zina (Türk Medeni Kanunu 161. Madde)
- Hayata Kast ve Kötü Davranış (Türk Medeni Kanunu 162 Madde)
- Suçlu Olmak ve Haysiyetsiz Yaşam Sürmek (Türk Medeni Kanunu 163 Madde)
- Terk (Türk Medeni Kanunu 164 Madde)
- Akıl Sağlığının Yerinde Olmaması (Türk Medeni Kanunu 165 Madde)
Yukarıda belirtilen özel boşanma sebepleri dışında kalan boşanma davaları; Evlilik Birliğinin Temelinde Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik) nedenine dayandırılmaktadır.
Eşlerden biri diğer eşe karşı yaşanan olay veya olaylar sebebiyle müşterek yaşam çekilmez hale dönüşerek evlilik birliği temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açabilmektedir.
Evlilik Birliğinin Temelinde Sarsılması Sebebiyle Anlaşmalı veya Çekişmeli boşanma davası açılabilmektedir.
Evlilik Birliğinin Temelinde Sarsılması Sebebine dayanarak Anlaşmalı Boşanma davası açılması halinde; Aile Mahkemesince kusur incelemesi yapılmayacak ve eşlerin Anlaşma Protokolünü sunmasıyla; evlilik birliği temelinden sarsıldığı ve müşterek yaşamın çekilmez hale geldiği direk olarak kabul edilecektir. Anlaşma Protokolündeki anlaşılan şartların kamu düzenine aykırı olmaması ve eşlerin anlaşma şartlarını özgür iradeleriyle kabul ettiklerini beyan etmesiyle anlaşma protokolü şartlarıyla boşanma kararı verilecektir. Anlaşma Protokolünde belirtilen şartların Aile Mahkemesince değiştirilmesi mümkündür. Bu durumda; taraflarca değiştirilen şartların kabul edilmesi gerekmektedir.
Evlilik Birliğinin Temelinde Sarsılması sebebiyle açılacak çekişmeli boşanma davasında daha uzun bir süreç izleyecektir. Bu halde; Aile Mahkemesince yaşanan olay veya olaylar sebebiyle müşterek yaşamın çekilmez hale dönüşerek evlilik birliği temelden sarsılıp sarsılmadığı şartları değerlendirilecek, şartların oluşması halinde kusur tespiti yapılarak boşanma ve ferileri hususunda karar verilecektir.
Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması ve Müşterek Yaşamın Çekilmez hale dönüşmesi şartlarının gerçekleşmesi halinde eşlerin kusurları tespit edilecektir. Buna göre; kusursuz eş, az kusurlu eş, ağır kusurlu eş ve tam kusurlu eş tespiti yapılacaktır. Eşlerin kusurları eşit olarak tespit edilmesi de mümkündür.
Tam kusurlu eşin açtığı dava ret edilecektir. Zira kendi eylemine ve kendi kusuruna dayanarak hukuki menfaat elde etmesi hukuka aykırı olacaktır.
Ağır kusurlu eşin açtığı boşanma davası ise az kusurlu eşin itiraz etmemesi veya itiraz etmesi halinde itirazının dürüstlük kuralına aykırı olmaması ve kendisi ve müşterek çocuk için evliliğin devam etmesinde yarar kalması halinde ret edilecektir.
Evlilik Birliğinin Temelinde Sarsılması sebebiyle açılan çekişmeli boşanma davasının sonuçları şunlardır;
Yoksulluk ve İştirak Nafakası; Ağır kusurlu olmaması şartıyla boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek eş, diğer eşten maddi gücü kapsamında herhangi bir süreye tabi olmaksızın yoksulluk nafakası talep edebilecektir.
Eşlerin kusur durumları önem arz etmeksizin velayeti kendisine verilmeyen eş reşit olmayan müşterek çocuklar lehine ihtiyaçlarının giderebilmesi amacıyla iştirak nafakası ödeyecektir. Müşterek çocukların reşit olması halinde şartların oluşması halinde Yardım Nafakasına hükmedilecektir.
Maddi Tazminat; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasında kusursuz veya az kusurlu olduğu tespit edilen eş lehine boşanmayla oluşacak mevcut ve beklenen menfaatlerin zarara uğramasına karşılık taleple maddi tazminata hükmedilecektir. Eşlerin eşit kusurlu olduğuna kanaat getirilmesi halinde her iki taraf için de maddi tazminata hükmedilmeyecektir.
Manevi Tazminat; yine kusursuz veya az kusurlu olduğu tespit edilen eş lehine yaşanan olay veya olaylar sebebiyle çektiği acı, ıstırap ve elem karşılığı taleple belli bir manevi tazminata hükmedilecektir. Hükmedilecek manevi tazminatın miktarı; eşlerin maddi durumları, kusur oranları, yaşanan olay veya olayların ağırlığına göre değişecektir. Eşlerin eşit kusurlu olduğuna kanaat getirilmesi halinde her iki taraf için de manevi tazminata hükmedilmeyecektir.
Müşterek Çocuğun Velayeti; Aile Mahkemesince tespit edilen kusur durumları söz konusu olmadan sadece çocuğun yararı esas alınarak müşterek çocuğun velayeti eşlerden birine verilecektir. Diğer eş için ise belirlenen zamanlarda şahsi ilişki kurulmasına müsaade edilecektir. Fakat yabancı ülkelerde uzun zamandır uygulanan ve Türk Hukukunda ilk olarak İzmir 4. Aile Mahkemesi 27.05.2009 tarihli kararıyla başlayan Ortak Velayet şartların oluşması halinde hükmedilebilecektir.
Medeni Kanununda hangi eylemlerin evlilik birliğini temelinden sarstığı belirtilmemiştir. Zira bu eylemlerin tek tek belirtilmesinin imkânı da yoktur. Eylemlerin evlilik birliğini temelinden sarsıp sarmadığı Aile Mahkemesince tarafların sosyal ve kültürel durumları da esas alınarak kanaat getirilecektir. Yargı kararlarıyla evlilik birliği temelinden sarsıldığı kabul edilen bir takım eylemler ise şunlardır;
Fiziksel Şiddet Uygulama; eşin diğer eşe karşı uyguladığı tokat atmak, tekmelemek, yumruklamak, itmek, sürüklemek gibi her türlü fiziksel eylem boşanma sebebidir. Fiziksel şiddete maruz kalan eş, yaşanan olaydan sonra eşini affetmesi halinde daha sonra bu sebepten dolayı dava açamayacaktır.
Eşe veya Eşin Ailesine Hakaret; eşin diğer eş ve ailesine hakaret etmesi ceza hukuku açısından hakaret suçunu oluşturduğu gibi evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma sebebidir.
Eşe İftira Atmak; yine eşe iftira atmak ceza hukuku açısından iftira suçunu oluşturduğu gibi evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma sebebidir.
Alkol Bağımlılığı; eş sürekli içki içerek bağımlı hale gelmişse boşanma sebebidir.
Ailenin Evliliğe Karışması; ailesinin evliliğine sürekli karışması halinde eşin bu duruma izin vermesi, engel olmaması halinde haklı olarak boşanma davası açılabilmektedir.
Bağımsız Konut Sağlamak; özel hayat olan evliliğin eşlerin ailelerinden bağımsız olarak yaşanması gerekliliğinden ayrı bir konut tahsis edilmesi gerekmektedir.
Cinsel İlişki kuramamak, Cinsel İlişkiden kaçınmak, Zorla ters ilişki kurmak evlilik birliği temelinden sarsılması gerekçesiyle boşanma sebebidir.
Aşırı kıskançlık Göstererek müşterek yaşamı çekilmez hale getirmek; Yargıtay aşırı kıskançlığın duygusal şiddet oluşturduğuna kanaat getirmiştir.
Eşini sevmediğini eşine veya üçüncü kişilere söylemek, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 30.05.2011 tarih 2010/8852E. 2011/9402 Sayılı kararıyla eşini sevmediğini söylemenin duygusal şiddet oluşturduğuna ve boşanma nedeni olduğuna karar vermiştir.
Evlilik Yükümlülüklerini yerine getirmemek; kocanın, kadının gebelik ve loğusa döneminde ilgisiz davranmasını ağır kusur olarak değerlendirilmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi eş ve müşterek çocuk ile ilgilenmemesini psikolojik şiddet olarak değerlendirilmiştir.
Kadın eşinin mesleğini icra etmesini engellemek, Medeni Kanunun 192. Maddesinde eşlerin meslek seçiminde evlilik birliğinin huzur ve yararı açısından esas alınması gerektiği fakat eşlerin meslek seçiminde diğer eşin onayına gerekmediği belirtilmiştir.
Evlilik Öncesinde sigarayı bırakacağını söylemesine rağmen sigarayı bırakmamak; Yargıtay Genel Kurulu evlendikten sonra sigarayı bırakacağı söyleyerek evlendikten sonra sigarayı bırakmayan eşi kusurlu olarak tespit etmiştir.
Aile Sırlarının üçüncü kişilere Söylenmesi; Yargıtay 2. Hukuk Dairesince; kadının, kocasının cinsel ilişki öncesi ilaç aldığını ve ilaç alarak cinsel ilişkiye girebildiği söylemesinde kadın eşin kusurlu olduğuna kanaat getirmiştir.
Sürekli Olarak Kumar Oynamak, eşin kumar oynama davranışı bağımlılık derecesinde olması ve kumar oynaması sebebiyle evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumluluklarını ihlal ediyorsa boşanma sebebidir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 25.06.2019 tarih 2018/3192E. 2019/7665K. Sayılı kararı)
Güven Sarsıcı ve Sadakat Yükümlülüğüne Aykırı Davranış; Zina; özel boşanma sebebidir. Zina sebebiyle açılan boşanma davasında eşin, karşı cins üçüncü kişiyle cinsel ilişki yaşaması gerekmektedir. Eşin, kendi cinsiyle cinsel ilişki yaşaması, karşı cins ile cinsel ilişki boyutuna varmayan öpme, sarılma, sürekli mesajlaşma, sosyal arkadaşlık sitelerinde duygusal arkadaşlık kurma gibi eylemler güven sarsıcı eylem olarak değerlendirilmiştir.
Eşinden gizli olarak başkalarına sürekli borç vermek veya sürekli borç altına girerek evliliğin maddi zorluklarına girmesine neden olmak; eşin aşırı borç altına girerek aile ekonomisini zor duruma düşürmesini, sürekli olarak icra takibi başlatılmasına ve alacaklıların diğer eşi rahatsız etmesine neden olmasını ekonomik şiddet olarak değerlendirilmiştir.
Kişisel bakımlarına önem vermemek; eşlerin duş almak, ağız ve vücut kokusuna engel olmak gibi birbirlerine karşı temiz olma yükümlülükleri bulunmaktadır. Eşin bu hususta tedavisi olmayan rahatsızlığının olması veya tedavisi olmasına rağmen tedaviden kaçınması boşanma sebebidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 13.04.2005 tarih 2005/2-8E. 2005/262K. Sayılı kararı.)
Cimri Olmak; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/7394E. 2013/20222K. Sayılı kararıyla; eşin cimri olmasını evlilik birliğinin ortak yaşamın çekilmez hale getirecek derecede sarstığına belirterek boşanma sebebi olarak değerlendirmiştir.
Üvey çocuklara sürekli kötü davranmak, eşlerin üvey çocuklara karşı gerekli özen ve ilgiyi göstermesi gerekmekte olup aksi halde duygusal şiddet olduğu ve boşanma sebebi olduğu yargı kararlarıyla belirtilmiştir.
Başkasını sevdiğini söylemek; Yargıtay Hukuk Dairesi 28.03.2013 tarih 2012/22740E. 2013/8550K. Sayılı kararıyla eşin başkasını sevdiğini söylemesini bu söyleminin gerçek olmaması halinde dahi boşanma sebebi olarak değerlendirmiştir.
Evlenmeden önce bakire olmadığını gizlemek; kadının evlilik öncesinde bakire olmadığını gizlemesi, bakire olduğu yönünde yalan beyanda bulunarak evliliğin tesisini sağlaması, bakire olduğuna dair güvence vermesi halinde güven sarsıcı eylem olarak değerlendirilmiş ve boşanma sebebi olarak karar verilmiştir. Bu hallerin olmaması halinde eşlerin sadakat yükümlülüğünün evlenmeyle başladığı, kadının evlilik öncesinde cinsel ilişki yaşamasını kadın için kusur oluşturmayacağı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 12.04.2016 tarih 2015/16257E. 2016/7382K. Sayılı kararıyla belirtilmiştir.