Alkol, Uyuşturucu Veya Kumar Bağımlılığı Sebebiyle Boşanma Davası

Medeni Kanununda boşanma nedenleri özel ve genel nedenler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Zina, Hayata Kast ve Kötü Davranış, Suçlu Olmak ve Haysiyetsiz Yaşam Sürmek, Terk, Akıl Sağlığının Yerinde Olmaması sebepleri özel boşanma nedenleridir.

Bunun dışında kalan nedenler ise genel boşanma sebebi yani evlilik birliğinin temelinden sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik) sebebine dayanmaktadır.

Eşin, Alkol, Uyuşturucu veya Kumar Bağımlılığı halinde genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik) nedenine dayandırılmaktadır.

Türk Ceza Kanunun 191. Maddesi gereği; uyuşturucu satın almak, bulundurmak veya kullanmak suç teşkil ettiğinden toplum içinde küçük düşürücü suç işlemek ve haysiyetsiz yaşam sürmek sebebine de (Türk Medeni Kanunun 163. Madde) dayanarak uyuşturucu bağımlısı eşe karşı boşanma davası açılabilmektedir.   

Eşin sadece alkol, uyuşturucu veya kumar bağımlılığı olması boşanma gerekçesi olarak yeterli olmayabilir. Eşin bu bağımlılıkları sebebiyle hakaret, tehdit, fiziksel şiddet, ev eşyalarını kırma, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmeme gibi benzeri davranışları sebebiyle müşterek yaşam çekilmez hale gelerek evlilik birliği temelinden sarsılması gerekmektedir.

Dava açan eş, iddiasını ispat etmesi gerektiğinden eşinin bağımlılığını fotoğraf, video, tanık beyanlarıyla ispatlayabileceği gibi Mahkemece kan veya saç gibi tıbbi numunelerle sağlık raporu aldırılması söz konusu olabilecektir.

Alkol, uyuşturucu veya kumar oynayan kişinin bu davranışlarını ne sıklıkta yaptığı önemlidir. Bu tespitlerin yapılması ardından bu davranışların alışkanlık yani bağımlılık olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine karar verilecektir. Zira haftada bir gün arkadaş ortamında alkol kullanan veya evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirerek arada sırada düşük miktarlarda bahis oyunları oynayan eş aleyhine bağımlılık sebebiyle açılan boşanma davası haklı görülmeyecektir.  

Boşanma davasının sonucunda Mahkemece yapılacak kusur tespiti önemlidir. Zira kusur durumuna göre maddi tazminat, manevi tazminat ve nafakaya hükmedilecektir. Yargıtay kararlarıyla bu sebeple açılan davalarda alkol, uyuşturucu veya kumar bağımlılığı olan eşin tam kusurlu veya daha ağır kusurlu olduğuna kanaat getirildiğinden alkol, uyuşturucu veya kumar bağımlılısı eş maddi tazminat, manevi tazminat ve nafaka ödemek zorunda kalacaktır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 16.06.2010 tarih 2010/2-259E. 2010/329K. Sayılı kararıyla; davalı kocanın, davacı kadının tüm çabalarına rağmen alkol alışkanlığını bırakmamasını, tüm kazancını alkole yatırarak evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmemesini alkol bağımlısı kocanın kusuru sebebiyle müşterek yaşamı çekilmez hale getirdiğine kanaat getirerek alkol bağımlısı eş aleyhine maddi tazminata, manevi tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmetmiş ve müşterek çocuğun velayetini davacı kadına vermiştir.   

Alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığı kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkilediğinden müşterek çocuğun velayetinin diğer eşe verilmesi muhtemeldir. Zira alkol, uyuşturucu veya kumar bağımlısı olan kişinin müşterek çocuğun gelişimini sağlayamayacağı düşünülecektir. 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 23.06.2021 tarih 2021/3967E. 2021/5195K. Sayılı kararıyla; velayet düzenlemesinde esas olan müşterek çocukların üstün menfaatinin korunması olduğuna, kişisel öfke ve intikam duygularının müşterek çocukların menfaatlerine tercih edilemeyeceğine, alkol kullanarak küfür ve hakaret eden ve şiddet uygulayan eşin şehir dışında süreli olarak çalıştığı dikkate de alınarak müşterek çocukların velayetlerinin anneye verilmesinin uygun olduğuna hükmedilmiştir.